Yüz Dolgusu
Dolgu enjeksiyon yöntemleri, cilt güzelliği konusunda ve cilt problemleri ile savaşmada en çok tercih edilen yöntemlerdendir. Her bölge için farklı çözümler sunan dolgu enjeksiyonu genellikle hyaluronik asit ile yapılmaktadır. Dudak, göz çevresi, göğüs ve yüz bölgelerinde meydana gelen kırışıklık, cilt yapısı bozuklukları, şişlik, halkalı ve çizgili görünüm, morluk gibi problemlere başa çıkmanın en kolay yolunu oluşturan dolgu enjeksiyon uygulaması, dünya genelinde pek çok kişi tarafından tercih edilmektedir. Özellikle de ameliyatlı estetik uygulamasının artık daha az tercih edilmesine neden olan yüz dolgusu, ilerleyen yaşla birlikte oluşan cilt sorunları ile mücadele etmenin en iyi yoludur.
Yüz dolgusu uygulamasında cilt altına enjekte edilen dolgu maddesi, cildin alt katmanlarını destekleyerek kırışıklıkların ve çöküklüklerin içini doldurmaktadır. Estetik alanında uzman olan Dr. Mehmet Akgün, yüz dolgusu uygulaması ile alın, burun ve ağız kenarlarındaki çizgilerin, yanak içerisindeki çöküklüklerin, elastikiyetini kaybetmiş bölgelerdeki olumsuzlukların önüne geçmektedir. Ayrıca elmacık kemiklerinde hacim arttırılarak da yüzün daha çekici ve alımlı görünmesi sağlanmaktadır.
Cildimiz yaşam tarzımız, genetik yapı ve yaş ile orantılı olarak yıpranmakta ve kırışmaktadır. Özellikle de sigara ve alkol tüketen, stresli bir yaşamı olan, düzensiz beslenen ve uyku düzeni olmayan kişilerde yüz ve tüm ciltte yaşlanma belirtileri daha hızlı görülmektedir. Ancak bu yaşlanma belirtileri ve kırışıklıklar 30’lu yaşlardan sonra daha da fazla ortaya çıkmaktadır. Çeşitli kremler, bitkisel ürünler ve masaj uygulamaları bu sorunların oluşmasını geciktirip yavaşlatırken daha kalıcı çözümler isteyen kişiler yüz dolgusu uygulamasından yararlanmaktadırlar.
Yüz dolgu işlemi, üst yanaklar ve gözyaşı oluğu, alın bölgesi, dudak kenarları, burun, çene, alt çene, kaşlar, yara izleri gibi bölgelere etki sağlamaktadır. anestezik kremlerle uyuşturulan bölgeye çok ince uçlu iğnelerle yapılan uygulamada herhangi bir ağrı ve acı hissedilmemektedir. İşlem sonrasında şişlik ya da morluk gibi etkilerin görülmesi mümkün olabilmektedir. Ancak bu durumlar birkaç gün içerisinde geçmekte, en fazla bir hafta içerisinde yüz, istenilen görüntüyü elde edebilmektedir. Medikal estetik uygulamalarında çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bilindiği üzere cilt dokusunun % 90’ını su oluşturmaktadır. Ancak bu su yaşlanma ya da çeşitli faktörlerden dolayı zamanla azalabilmektedir. Suyun azalması ise cilt hasarlarına, leke, kırışıklık, göz çevresi problemleri, şişlikler, torbalar, çökmeler ve morarmalara yol açabilmektedir. Eskiden estetik ameliyatlarla uygulanan tedavi işlemleri ise artık günümüzde yerini dolgu uygulaması işlemine bırakmıştır. Özellikle de ameliyattan korkan ve tereddüt eden kişiler için oldukça ideal bir yöntem olan dolgu uygulaması, çeşitli yöntemler arasından en fazla hyaluronik asit uygulaması şeklinde yapılmaktadır. Cildin genç ve güzel görünmesini sağlayan hyaluronik asit, cildimiz tarafından üretilmekte ve besinlerden alınabilen bir doğal maddedir. Hyaluronik asit üretiminin ilerleyen yaşla birlikte azalması da çeşitli cilt sorunlarının oluşma sebebidir.