Mart 2009’da ilk mağazasını Airport Avm’de açan The Company’nin Kadıköy Bahariye Caddesi ve Eskişehir Neo Avm’de toplam 4 mağazası ile beraber ülkenin çeşitli yerlerinde corner-mağazalarda satış noktaları bulunuyor. The Company, sloganında kendini “Çok büyük, yeni, faydalı ve heyecan verici mağaza!” olarak tanımlıyor. The Company, ortalama 400m2 olan mağazalarıyla çok büyük alanlara sahip olmamasına rağmen kendisine çok katlı mağazaları rakip görüyor. Bu rekabet içinde bardak, masa üstü aksesuarlar, banyo aksesuarları, defter, t-shirt, çorap, şişe su gibi hepsini bir arada görmeye pek de alışık olmadığımız ürün çeşitliliği, sade mağaza tasarımı ve mağazalarında çalan sıra dışı müzikle kendini alışık olduğumuz markalardan daha farklı bir yerde konumlandırıyor.
Kendilerini içine bol enerjinin katıldığı mağazalar olarak da tanımlayan “The Company” yetkilileri çoğu müşterileri tarafından yabancı bir mağaza zannedilmesine rağmen 0 yerli bir marka. En büyük iddiası ise ürünlerindeki kalite, çeşitlilik ve sıra dışı mağaza atmosferinde yaşattıkları “farklı” alışveriş deneyiminde.
Mağazalardaki profesyonel ses sisteminden gelen Louis Armstrong sesine darbuka ritimlerinin ve tangoların arasına Latin ezgilerinin girdiği bir mağaza; yoksa bir kulüp mü demeliydik?! Müzik o kadar beğenilmiş ki mağazalarda, böylece ilkin düşünülmeyen bir ürün grubu oluşmuş: “Çalmakta olan CD’yi satın alabilirsiniz” etiketiyle birazda havadan para kazanılıyor! Çalan müziklere gelen talebin yoğunluğuyla sadece 3 mağazada ayda 1000’den fazla CD satışı gerçekleştiriliyor.
İçinde her şeyin satılabildiği The Company mağazalarının hedefi yurtiçinde 5 büyük şehirde kendi mağazalarıyla, diğer illerdeyse iş ortaklarıyla büyümek. 2015 yılına kadar hedefleri ise 20 mağazaya ulaşarak yurt dışında ilk mağazalarını açmak.
Markanın vizyonu da mağazaları gibi sıcak: “Herkesin kullanabileceği, güncel ürünleri, modasız günlük giyecek ve yaşam eşyalarını, sürdürülebilir bir dünya için, heyecanla sunmak”.